TÜRK HUKUK SİSTEMİNDE BOŞANMA SEBEPLERİ

04.03.2022
TÜRK HUKUK SİSTEMİNDE BOŞANMA SEBEPLERİ


Ülkemizde boşanma sayıları her yıl farklılık göstermekle birlikte bu boşanmaların nedenleri halk arasında belirli nedenlerle dile getirilse de Türk Medeni Kanunu kapsamında boşanma sebepleri düzenlenmiştir. İlgili kanunda boşanma sebepleri ; genel boşanma ve özel boşanma sebepleri olarak ikiye ayrılmıştır.
TÜRK MEDENİ KANUNU KAPSAMINDA ÖZEL BOŞANMA SEBEPLERİ;

ARA REKLAM ALANI

●ZİNA;
Türk Medeni Kanunu’nun 161. Maddesinde düzenlenmiştir.
“Madde 161: Eşlerden biri zina ederse, diğer eş boşanma davası açabilir.
 Davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her halde zina eyleminin üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer.
 Affeden tarafın dava hakkı yoktur.”

Kanun hükmünde dikkate alınması gereken husus; dava hakkı boşanmaya sebebiyet veren durumun öğrenilmesinden itibaren 6 ay ve her halde zina eyleminin üzerinden beş yıl geçmekle düşeceğidir. Zina hususunun boşanma sebebi olmasının yanı sıra diğer eş, zina yapan eşten manevi tazminat talebinde bulunmaya hak kazanabilir. Zinaya dayalı olarak çekişmeli boşanma davası açılabilmesi için; eşlerden birinin bir başkasıyla cinsel ilişki yaşamış olması ve diğer eşin bu durumu her türlü delille ispatlayabilecek olması gerekir. Dikkat edilmesi gereken bir diğer husus ise; aldatılan eşin, aldatan eşi affetmesi durumunda söz konusu sebebe dayalı olarak dava açılabilmesi mümkün değildir.
●TERK;
Türk Medeni Kanunu madde 164 gereğince;
‘’Eşlerden biri, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemek maksadıyla diğerini terk ettiği veya haklı bir sebep olmadan ortak konuta dönmediği takdirde ayrılık, en az altı ay sürmüş ve bu durum devam etmekte ve istem üzerine hâkim veya noter tarafından yapılan ihtar sonuçsuz kalmış ise; terk edilen eş, boşanma davası açabilir. Diğerini ortak konutu terk etmeye zorlayan veya haklı bir sebep olmaksızın ortak konuta dönmesini engelleyen eş de terk etmiş sayılır.
Davaya hakkı olan eşin istemi üzerine hâkim veya noter, esası incelemeden yapacağı ihtarda terk eden eşe iki ay içinde ortak konuta dönmesi gerektiği ve dönmemesi hâlinde doğacak sonuçlar hakkında uyarıda bulunur. Bu ihtar gerektiğinde ilân yoluyla yapılır. Ancak, boşanma davası açmak için belirli sürenin dördüncü ayı bitmedikçe ihtar isteminde bulunulamaz ve ihtardan sonra iki ay geçmedikçe dava açılamaz.’’
Kanun hükmünden de anlaşılacağı üzere terk nedeniyle boşanma davası açılabilmesi için; eşlerden birinin evi tamamen terk etmesi ile ortak hayata son verilmiş olması gerekmektedir. Aynı zamanda, diğerini ortak konutu terk etmeye zorlayan veya haklı bir neden olmadan ortak konuta dönmesini engelleyen eş de terk etmiş sayılır.
Eşin evi terk etmesinin ardından en az 6 ay geçmiş olmalı ve bu 6 ay içerisinde eş eve dönmemiş olmalıdır.
Terk eden eşe boşanma davası açılmadan önce, eşin evi terk etmesinin üzerinden 4 ay geçmişse ihtar gönderilmesi gerekmektedir.
Boşanma açılabilmesi için söz konusu ihtarın tebliğinden itibaren 2 aylık bir süre geçilmelidir.
● HAYATA KAST, PEK KÖTÜ VEYA ONUR KIRICI DAVRANIŞ ;
Eşlerden birinin diğerini öldürmeye çalışması veya intihara teşvik etmesi hayata kast sebebiyle boşanma davası açılmasına sebebiyet verebilir.
Eşlerden birinin diğerine bedensel veya psikolojik açıdan baskıda, eziyette bulunması durumu ise pek kötü veya onur kırıcı davranış sebebiyle boşanma davası açılmasına sebebiyet verebilir. Örnek olarak; eşin hapsedilmesi, aç bırakılması, dövülmesi gibi örnekler verilebilir.
Yukarıda belirttiğimiz sebeplere dayanarak boşanma davası açılabilmesi için bazı şartlar mevcuttur. Hayatına kast edilen veya pek kötü veya onur kırıcı davranışa maruz kalan eşin, bu durumu öğrenmesinden itibaren 6 ay ve her halde 5 yıllık yasal süre içinde boşanma davası açması gerekmektedir. Bu süreler geçtikten sonra söz konusu nedenlere dayalı olarak boşanma davası açılması mümkün değildir. Aynı zamanda, söz konusu sebebin varlığına rağmen eşini affeden tarafın bu sebebe dayanarak boşanma davası açması mümkün değildir.
● AKIL HASTALIĞI;
Türk Medeni Kanunu madde 165 çerçevesinde akıl hastalığı sebebiyle boşanma davası hususu düzenlenmiştir. İlgili madde gereğince; ‘’Eşlerden biri akıl hastası olup da bu yüzden ortak hayat diğer eş için çekilmez hale gelirse, hastalığın geçmesine olanak bulunmadığı resmi sağlık kurulu raporuyla tespit edilmek koşuluyla bu eş boşanma davası açabilir.’’ Hükmüne yer verilmiştir. Söz konusu özel boşanma sebebi için oluşması gereken şartlar şu şekilde sıralanabilir:
Söz konusu akıl hastalığı evlenmeden sonra meydana gelmiş olmalıdır. Evlenmeden önce meydana gelen bir akıl hastalığı olursa, bu durum boşanma nedeni değil evliliğin iptali için bir neden olarak düzenlenmiştir.
Söz konusu akıl hastalığı bulunan eşin iyileşmesinin imkansız olmasının tespiti gerekmektedir.
Eşin akıl hastası olması tek başına yeterli bir neden olmamakla birlikte, yaşanan bu hastalığın diğer eş için ortak hayatı çekilemez hale getirdiğinin tespit edilmesi gerekmektedir.
● SUÇ İŞLEME VE HAYSİYETSİZ HAYAT SÜRME;
Türk Medeni Kanunu madde 163 gereğince; ‘’Eşlerden biri küçük düşürücü bir suç işler veya haysiyetsiz bir hayat sürdürürse bu sebepten ötürü onunla birlikte yaşaması diğer eşten beklenmezse, bu eş her zaman boşanma davası açabilir.’’ Hükmü düzenlenmiştir.
Türk Ceza Kanunu kapsamında küçük düşürücü suçlar; hırsızlık, ırza geçme, dolandırıcılık, kaçakçılık, zimmet, güveni kötüye kullanma gibi suçlardır. Söz konusu suçların işlenmesi yalnızca boşanma için yeterli olmamakla birlikte, bu durumun diğer eşin hayatını çekilmez kılması gerekmektedir.
Eşlerden birinin toplumda anlaşılan anlamda; namus, şeref ve haysiyetten yoksun bir hayat sürmesi de diğer eşin boşanma davası açmasına sebebiyet vermektedir. Eşinden başkasıyla evli gibi hayat sürme, uyuşturucu ticareti yapma, kumar gibi durumlar örnek olarak gösterilebilir.

TÜRK MEDENİ KANUNU KAPSAMINDA GENEL BOŞANMA SEBEPLERİ;

● EVLİLİK BİRLİĞİNİN TEMELİNDEN SARSILMASI;
Evlilik birliği devam ederken meydana olay veya olayların eşlerden biri veya her ikisi için ortak hayatı çekilmez hale getirmesi durumunda, evlilik birliği temelinden sarsılmıştır ve eşler Türk Medeni Kanunu ilgili maddesi gereğince bu nedene dayalı olarak boşanma davası açabilmektedir.
Evlilik birliğinden temelinden sarsılmasına sebebiyet veren olaylar düzenlenmemiş olsa da Yerleşik İçtihatlar ve doktrin incelendiğinde ne gibi durumların sebebiyet vereceği dile getirilebilir. Bu durumlar şu şekilde sıralanabilir: aşırı kıskançlık, aile içinde huzursuzluk çıkarmak, eşine iftira atmak, cinsel ilişkiden kaçmak, eşini çalıştırmamak, temizliğe dikkat etmemek, aşırı borçlanmak gibi nedenler sıralanabilir. Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebebiyet veren durumlar yalnızca bunlarla sınırlandırılamaz.
Evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle açılan boşanma davalarında mahkemenin yapacağı araştırmalar sonucunda boşanmaya karar verilebilir.
● ANLAŞMALI BOŞANMA;
Evlilik birliği en az 1 yıl sürmüşse, eşler anlaşıp dava açmış veya eşlerden biri diğer eşin davasını kabul etmişse evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı kanısına varılır. Bu durumda, hakimin evlilik birliğinin temelinden sarsıldığına ilişkin ayrıca bir inceleme yapmasına gerek kalmaz.
Bu durumda, boşanma kararı verilebilmesi için taraflar boşanmanın mali sonuçları, ortak çocuk varsa çocuklara ilişkin hususlarda anlaşmaya varmaları ve söz konusu anlaşmanın hakim tarafından da kabul edilmiş olması gerekmektedir. Hakim tarafların ve çocukların menfaatlerini göz önüne alarak söz konusu anlaşma hükümlerinde değişiklik yapma yetkisine sahiptir.

Bu yazımızda, Türk Medeni Kanunu kapsamında boşanma nedenlerini ele aldık, bir sonraki yazımızda görüşmek üzere, keyifli okumalar..

Av. Yaşar Ceren KIZARTICI

REKLAM ALANI
YAZAR BİLGİSİ
Avukat Yaşar Ceren KIZARTICI, Çukurova Üniversitesi Yabancı Diller Meslek Yüksekokulu bünyesinde 1 yıl İngilizce Hazırlık eğitimini tamamlamış ardından İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde öğrenimine devam etmiştir. İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun olduktan sonra avukatlık stajını Adana Barosu bünyesinde tamamlamış, mesleki stajını meslekte 32.yılını dolduran Adana Barosu’na bağlı kıdemli bir avukatın yanında verimli bir şekilde noktalamıştır. Üniversite eğitimi sırasında çeşitli hukuk bürolarında yaz stajyeri olarak görev alarak eğitimde gördüğü teorik bilgileri pratikte harmanlayarak kendini mesleğe hazırlamıştır. Bunun yanı sıra, üniversite yıllarında İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Hukuk Kulübü Başkan Yardımcısı sıfatıyla faaliyetlerde bulunmuştur. Hukuk Kulübü bünyesinde yer alan çalışmalarında ; çeşitli hukukçuları okula davet etmiş, çeşitli adliyelerde meslekte kıdem sahibi olan insanların tecrübelerinden yararlanmıştır. Aynı zamanda üniversite yıllarında Hukukçular Derneği üyesi olarak çok sayıda mesleki gelişimine katkı sağlayacak çalışmaları mevcuttur. Halihazırda aile hukuku, gayrimenkul hukuku,miras hukuku, iş hukuku ve ceza hukuku alanlarında ağırlıklı olmakla birlikte , Adana Barosu’na bağlı bir avukat olarak kurucusu olduğu CK Hukuk&Danışmanlık bünyesinde müvekkillerine hukuki danışmanlık ve dava takibi alanında hukuki hizmet sağlamaktadır. Türkiye Barolar Birliği, Hukukçular Derneği, Huder ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi bünyesinde düzenlenen mesleki seminer ve programlarına katılım sağlayan Kızartıcı’nın çeşitli hukuki alanlarla ilgili sertifikaları mevcuttur. Adana Barosu ve baro dışı hukuki derneklerde çalışmalar yapan ve aktif olarak sosyal sorumluluk projelerinde yer alan Kızartıcı iyi derecede İngilizce bilgisine sahiptir.
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.