Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma Suçu Nedir?

04.02.2022
Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma Suçu Nedir?

Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma suçu; Türk Ceza Kanunu’nun 109. maddesinde düzenlenmiştir.

ARA REKLAM ALANI

          Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma

          Madde 109- (1) Bir kimseyi hukuka aykırı olarak bir yere gitmek veya bir yerde kalmak hürriyetinden yoksun bırakan kişiye, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.

(2) Kişi, fiili işlemek için veya işlediği sırada cebir, tehdit veya hile kullanırsa, iki yıldan yedi yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

(3) Bu suçun;

a) Silahla,

b) Birden fazla kişi tarafından birlikte,

c) Kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle,

d) Kamu görevinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,

e) Üstsoy, altsoy veya eşe karşı,

f) Çocuğa ya da beden veya ruh bakımından kendini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,

işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza bir kat artırılır.

(4) Bu suçun mağdurun ekonomik bakımdan önemli bir kaybına neden olması halinde, ayrıca bin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur.

(5) Suçun cinsel amaçla işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek cezalar yarı oranında artırılır.

(6) Bu suçun işlenmesi amacıyla veya sırasında kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hallerinin gerçekleşmesi durumunda, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.

Türk Ceza Kanunu’nun 109. maddesinde düzenlenen bu suçla; kişilerin istedikleri gibi hareket edebilmek hürriyetleri hukuka aykırı olarak uzun veya kısa bir süre ortadan kaldırıldığı gibi çeşitli şekillerde sınırlandırılmıştır.

            Bu suçla korunan hukuki değer; kişinin iradesine uygun olarak hareket özgürlüğünün kısıtlanmasıdır. Bir diğer deyişle; kişiyi hürriyetinden yoksun kılma fiilinin suç olarak düzenlenmesi ile kişilerin hareket serbestisini, fiziki özgürlüklerini hukuka aykırı bir şekilde kısıtlayanın cezalandırılması amaçlanmıştır. Türk Ceza Kanunu madde 109’da düzenlenen işbu suçun gerekçesinde de açıklandığı üzere bu suç ile korunan hukuki değer; kişinin kendi arzusu ve iradesi çerçevesinde hareket edebilme hürriyetidir. Bu nedenle fiilin işlendiği sırada, mağdurun hareket etmek isteyip istemediği veya fiilden haberi olup olmadığı önemli değildir. Bu suç kamu görevlisi tarafından görevi kötüye kullanmak suretiyle işlenmiş olursa; kamu idaresine ait yarar da zarar görmektedir. Fakat öncelikli hukuksal yarar; kişinin özgürlüğünün korunması olduğundan, suç kamu görevlisi tarafından işlenmiş olsa dahi “Hürriyete Karşı Suçlar” başlığı altında ele alınır.

          Suçun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli halleri şunlardır;

  • Silahla,
  • Birden fazla kişi tarafından birlikte,
  • Kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle,
  • Kamu görevinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,
  • Üstsoy, altsoy veya eşe karşı,
  • Çocuğa ya da beden veya ruh bakımından kendini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,

işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza bir kat artırılır.

           Suçun faili; herkes olabilir. Ancak suçun kamu görevinin sağladığı nüfusu kötüye kullanmak suretiyle işlenmesi; nitelikli hal oluşturur.

           Suçun mağduru; herhangi bir gerçek kişi olabilir. Mağdurun yaşı bu suçta önemlidir. Çünkü Türk Ceza Kanunu’nun madde 109/3-f bendine göre; suçun çocuğa yani henüz 18 yaşını doldurmamış kişiye karşı işlenmesi nitelikli haldir.

           Bu suçun maddi unsuru; bir kimsenin diğer bir kimsenin hareket etme özgürlüğünü sınırlandırmasıdır.

            Suçun oluşması için; mağdurun kendi kendine özgürlüğünü yeniden elde edebilmesinin mutlak bir biçimde olanaksız kılınmasına gerek yoktur. Mağdurun istediği gibi hareket etmesi için konulmuş engelleri yenemeyecek durumda olması yeterlidir. Örneğin; kapı açık olsa da mağdurun mekânı terk etmesini engellemek amacıyla kapıya nöbetçi ya da köpek bırakmak gibi. Mağdurun yer değiştirmesi için gerekli araçları kullanmasına engel olan kişi de bu suçu işlemiş olur. Örneğin; felçli bir kimsenin tekerli sandalyesini ya da banyoda çıplak olan kimsenin kıyafetlerini alıp götürmek gibi.

Kişi özgürlüğünden tamamen veya kısmen yoksun bırakılmış olabilir. Örneğin; mağdurun bir minibüse bindirilip tenha bir yere götürülmesi gibi.

Kişiyi özgürlüğünden yoksun kılmanın uzun veya kısa sürmesinin önemi yoktur. Suçun oluşması için sınırlamanın belli bir süre devam etmesi gerekir.

            Suç sona erdikten sonra, yeniden mağdurun özgürlüğü sınırlanacak olur ise (örneğin; kaçmayı başaran kişinin yeniden yakalanıp bir yere kapatılması); bu durumda iki ayrı suç oluşur ve suçlar arasında zincirleme suç ilişkisinin varlığı aranmaktadır.

           Suçun manevi unsuru; genel kasttır. Ancak bu suçun bazı amaçlarla işlenmiş olması; nitelikli hale dönüşmesine neden olur. Bu suç; olası kastla da işlenebilir. Öyle bir durumda cezada indirim yapılır.

Avukat Gizem GONCE

REKLAM ALANI
YAZAR BİLGİSİ
Avukat Gizem Gonce, lise eğitimini Mustafa Elmas Arıcı Anadolu Lisesi’nde tamamladıktan sonra Kadir Has Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde lisans eğitimini tamamlamıştır. Halen Kültür Üniversitesi Özel Hukuk programında Miras Hukuku alanında tez çalışmalarını yürütmektedir. İstanbul Üniversitesi AUZEF Sosyoloji Bölümü'nde eğitimine devam etmektedir. Uzun yıllar Türkiye’nin önde gelen yerli ve yabancı hukuk bürosu ve şirketlerinde çalışarak birçok hukuki problemin çözümünde tecrübe kazanmıştır. Marsh & McLennanbünyesinde hukuki danışmanlık departmanında stajyer avukat olarak çalışmıştır. Avukatlık ruhsatını 2016 yılında alan Avukat Gizem Gonce, uzun bir süre Deniz Ticaret Hukuku, Şirketler Hukuku, İş Hukuku alanlarında faaliyet gösteren çeşitli hukuk bürolarında avukatlık yapmış olup akabinde Av. Gizem GONCE, Eren& Gonce Hukuk Danışmanlık Bürosu’nun Kurucu Ortağıdır. Çok iyi derecede İngilizce bilmektedir. Uzmanlık alanları; Deniz Ticaret Hukuku, Gayrimenkul Hukuku, İcra ve İflas Hukuku, Sigorta ve Tazminat Hukuku, Fikri ve Sınai Haklar Hukuku, Aile Hukuku ve Ceza Hukuku’dur. Uyuşmazlıkların dava yolu ile çözümünde taraf vekili olarak görev yapmaktadır. İş ve trafik kazaları sonucunda tazminata ilişkin hukuki ihtilafların çözümünde yerli ve yabancı müvekkillere Türk Hukuku ve uluslararası hukuk kapsamında danışmanlık hizmeti vermektedir.Uzlaştırmacılık eğitimini tamamlamış olmakla birlikte aynı zamanda, noterlik belgesi de bulunmaktadır.
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.